Kaf Dağı’ndaki Hayvanların Namazı ve Dünyadaki Ağaçlarla Kaf Dağı’ndaki Ağaçların Bağı

 

 

Ekim 20, 2025

Kaf Dağı’ndaki Hayvanların Namazı ve Dünyadaki Ağaçlarla Kaf Dağı’ndaki Ağaçların Bağı

Hz. Hızır (A.S.) bana şöyle dedi:

Ey Ahmed, Allah yeryüzünde yarattığı her şeyi, mahlûkatının ihtiyaçlarını karşılamak için yaratmıştır. Hiçbir yaprak O’nun izni olmadan düşmez. Gerçekten insanı, farklı renk ve nitelikteki toprağın özünden yarattı. Allah’ın sana o toprağın 12 özünü ve içeriğini gösterdiğini, bu bilgilerden 313 yol ve 313 çeşit şifa ortaya çıktığını hatırlamıyor musun? O halde şükretmelisin. Allah her şeyi çift olarak yaratmıştır ve onlarla konuşur. Hayvanlar ve bitkiler O’nu över; Allah da onların övgüsüne yağmur ve rüzgar göndererek karşılık verir. Böylece ağaçlar birbirine fayda sağlar, tohumlar ve yeni fidanlar yetişir. Hayvanlar da O’nu kendi yollarınca överler. Bütün bunlar, Allah’ın Hikmet ve Merhametinin delilidir.

 Ey Ahmed, sen bizzat görmedin mi, Kaf Dağı’nda sabah namazını kılan hayvanları? Yeşil renkli büyük sinekler, güneş yükselip kuşluk vakti girmeden önce rızık aramak için uçmazlar. Onlar saf saf dizilip Rablerine tesbih ederler. İnsanlar bundan ibret almaz mı? Ne acıdır ki “pis” saydıkları sinekler, Allah’ı zikretmede onlardan öndedir! Allah’ın izniyle sinekler ve bazı hayvanlar seninle konuşmadı mı? Böylece sen ve müridlerin, Allah’ın sineği yaratmasındaki hikmeti anlamadınız mı?

 Gerçekte, sineklerin evlere girip hastalık getirmesi onların suçu değildir. Suç, evlerini kirli bırakan insanlardadır. Düşünün ey insanlar!

Ey Ahmed, bil ki Allah’ın bütün sıfatları tek bir hakikatte birleşir.
Allah vardır (Vücûd), ve O’nun varlığı “Mukhalafatu lil-hawadis”tir — yani yaratılmışlara benzemez. Kullar bilmelidir ki Allah’ın bütün sıfatları bu “yaratılmışlara benzememe” sıfatına döner. Böylece akılları ve kalpleri, Allah’ı mahlûka benzeten iblislerin tuzağından kurtulur.  Allah’ın oturması, görünmesi veya mahlûk gibi var olması mümkün değildir. “Mustahîl ‘alallâhi an yaf‘alu dzâlik” — Allah’ın böyle bir şeyi yapması imkânsızdır. Yahudi ve Hristiyanların düştüğü bu hataya düşenler, elbette aşağıların en aşağısı olan cehenneme girecektir.

Ey Ahmed, inşa ettiğin yapıyı tamamla.
Zalim ve öfkeli olanlar, o binana yaklaşamayacaklardır; ayakları oraya varamayacaktır. Bu, Allah’ın onlar için bir uyarısı ve ibretidir. Sözleri kendi aleyhlerine dönecek, sen ise onları görmezden gel. Ey Ahmed, dünyada Allah’ın yarattığı bitki ve meyveler, Kaf Dağı’nda biten ağaçların sayısına denk gelir. Eğer Kaf Dağı’nda bir tür ağaç yok olursa, dünyada da o tür ağaç kaybolur. Bu, Allah’ın kudretinin açık bir delilidir.

Ey Ahmed, üç müridine söyle — onlar üç kız kardeştir —
atalarının diktiği ağaçları tekrar diksinler:
uzun boylu, güzel meyveli muz ağaçlarını ve kokulu, tatlı mango ağaçlarını.Bunu yaparlarsa, üzerlerine bereket inecektir. Sabretsinler.

Ey Ahmed, müridlerine söyle: İsimlerini zikretmemem, onların derecesini düşürmez;
isimlerini anmam da derecelerini yükseltmez. Şeref, insanların övgüsüyle değil, takva iledir. O halde müridlerin, takvalarını artırmakla derecelerini yükseltsinler.

Ey Ahmed, senin zamanındaki kadınlar ve erkeklerin bir kısmı için en zor, fakat en hafif amel, ellerindeki aletlerle (telefon ve sosyal medya) kalplerini ve ellerini tutmaktır. Orada kendi kusurlarını ve başkalarının ayıplarını yazmak, büyük günahlara ve zulme kapı açar. Bu, boş bir iştir ve şeytanlara yol açar.
Allah kullarına şeytanın yoluna uymayı yasaklamıştır. Eşlerin ve müridlerin bu fiilden uzak dursunlar.

Ey Ahmed, Allah’ın sana helal kıldığını neredeyse haram kılacak mısın?
Mariyya Qitbhiyah’ı bir evlat gibi mi görüyorsun? Diğer eşlerine söylediklerinle neredeyse Allah’ın gazabını üzerlerine çekecektin. O, senin Zeyneblerin’e saygı gösteriyor ve onların öğütlerini dinliyor. Allah’ın koruduğu bir cariyeye tövbe ve kulluk yolunu kapatmak mı istiyorsunuz? Bu yaptığın, farkında olmadan, dedenin — Muhammed’in (s.a.v.) — kalbini üzmüştür. Allah’ın ve gök ehlinin sevmediği şeyi tekrar yapma. Allah, üçü arasında eşitlik koymuştur.

Ey Ahmed, ilk eşinle üç gün geçir, sonra üçüncüyle üç gün, ardından ikinciyle üç gün kal. Hiçbirinin sabah namazını kaçırmasına izin verme; onlara imam ol.
Namazda Kur’an ayetleri oku. Sonra onların bir araya geldiği en hayırlı geceyi bul ve onlara şeriatı ve faydalı ilimleri öğret — ahlâk-ı kerîme ve Cevahir’ul-Mahfiyye kitabını. Bu, Allah’ın rahmetini sana ve eşlerine çeker. Böylece, çok eşliliğin şeriatına saldıran şeytanlardan uzak durursunuz. Bu yol, nefsânî istekle değil, Allah’ın koyduğu ölçülerle yürünmelidir.

– Ahmed F. Bin Abdullah A. Şems –