Allah’ın münafık ve haset edenlere verdiği ceza & Ahmed’in Aynu’l-Hayat’a dönüş yolculuğu
Peygamber Hızır bana ve
denizin kenarında bulunan bütün müritlerime yaklaştı ve şöyle dedi:
Ey Ahmed, gerçekten
Allah burada seninle bulunan müritlerine beni görmeyi ve Kaf Dağı’nın
serinliğini hissetmeyi helal kıldı. Sonra ben, bazı müritlerinle birlikte akşam
namazını kıldırdım. O dağ hakkında hâlâ mı şüphe ediyorsun, bazı müritlerin onu
bizzat gördükten sonra? Bil ki burada bulunanların hepsi benimle namaz
kılamadı. Bu ise apaçık bir işarettir… Tâ ki onlar, seninle ilgili görevlerini
anlasınlar: seni zalimlerden korumak.
Ey Ahmed, gerçekten dün
geceki şiddetli yağmur ve esen rüzgâr, Allah’ın seni tekrar Aynu’l-Hayat’a
giden yola yürüttüğünün eşlerin için bir işaretidir. Ve sen gördün ki, sana
atılan bazı suçlamalar gibi üzerinde hiçbir kusur yoktur. Eğer ben hatalı
olsaydım, sen Aynu’l-Hayat’a ulaşamazdın ve dünyaya da geri dönemezdin.
Ey Ahmed, gerçekten de
sana zulmeden kimse ne kadar da kötüdür! O, bir zamanlar isimsizken senin
öğretilerinle saygı gören biri oldu. Sabırlı davranışın, aslında ona acı
getirecektir. Sen üzülme; o, kötü diliyle kendi sonunu hazırlıyor. O, sadece
dünyayı kaybetmekten korkuyor ve senin ne yaptığını hiç anlamıyor. Sana yönelik
sözleri ve suçlamaları ne kadar çirkindir! Allah onu asla huzur içinde
bırakmayacaktır.
Ey Ahmed, Allah’ın sana
ve yakınındaki kimselere gösterdiği onca şeyden sonra hâlâ bir şüphe mi var?
Senin ve onların yaşadıkları apaçık değil mi? Onların baktığı şey, aslında
bembeyaz ve tertemiz bir ipek üzerindeki küçücük siyah bir leke gibidir. Ama
onlar, o ipeğin asıl geniş ve güzel olan saf temizliğini görmezden geliyorlar.
İşte böyledir; bir
kimsenin bir tek hatasına bakıp onun binlerce iyiliğini unutanlar… Bu,
gerçekten münafıkların ve haset edenlerin özelliğidir. Bilir misin münafıkların
ve haset edenlerin sonu ne olur? Onlar bu dünyada, ancak zillet içinde, bağlı
ve zincirlenmiş bir hayat yaşarlar.
Ey Ahmed, gerçekten
senin yaptıklarında hiçbir günah ve hata yoktur. Onlara şöyle söyle: “Allah’ın
ve Rasulullah’ın emrini kim geri çevirebilir?” Ben, Balya bin Malkan, Allah ve
Rasulullah adına seni yalanlamakla suçlayanlarla senin aranda şahitlik ediyorum.
Sana öfkelenenlere de ki: “Ben sizin öfkenize karşılık vermeyeceğim; gerçekten
Allah’ın gazabından korkar ve O’na sığınırım.” Bil ki, Allah bir gün onların
gözlerini açacak ve onlar başlarını önlerine eğerek utançla kalacaklardır.
Ey Ahmed, yaptıklarında ancak
çok az bir değişiklik vardır; öyle ki “karışık su” (palmiye, kauçuk ve pirinç
ağaçlarının sıvı gübresi) onların serptiği tüm ağaçları verimli kıldı.
Teknenizdeki birkaç kişi açık bir bereket buldu; bu, Allah’ın senin yaptıkların
üzerine takdir ettiği şeydir. Müritlerin bunu yaparken gayretli olsunlar ve
senin öğretilerine itaat etsinler.
Ey Ahmed, ticaretindeki
görevini yerine getir; yetimlere, yoksullara ve zulme uğrayanlara karşı
sorumluluğunu da yerine getir. Himayen altında bulunanların yanına git; onlara
dua ve şefkat dokunuşunla huzur ver. Böylece Allah, yaptıklarının üzerine
bereket indirecektir.
İşte bu, senin için en
öncelikli olan şeydir.
– Ahmed F. Bin Abdullah
A. Şems –